“Dostunu severken ölçülü sev,günün birinde düşmanın olabilir.Düşmanına da ölçülü bir şekilde buğz et günün birinde dostun olabilir”.. (Hadis-i şerif, -tirmizi birr 60-)
Evet kıymetli Dostlar, epey bir aradan sonra yeniden hepinize merhaba..
Mart ayından buyana biraz fazla yoğunluğum ve bazı sağlık nedenlerimden dolayı yazmaya daha yeni başladığım haftalık Gündem yazılarıma ara vermek durumunda kaldım
Ve Elhamdülillah, yeniden Gündem’in yenilenen sitesinde yeni bir konu ile sizlerleyim..
Başlıkta da okuduğunuz gibi bu yazımda hayatımızın her alanında ve herşeyimizde olması gereken fakat bir türlü becerip ayarını tutturamadığımız bir konuyu ele alacağım
Ve Sevgide de , Nefrette de orta yolu yani altın kelime DENGE’yi zihin gündeminize taşımaya çalışacağım
Yani ölçü’yü
Yani itidal’i
Yazımın ilk satırlarına konuyla alakalı mübarek bir sözüyle giriş yaptığım İtidal Peygamberi’nin (sav) en önemli tavsiyelerinden biri budur.
Her halukarda ölçü,her halukarda denge yani daima “itidal”
Kıymetli dostlar
Allah varlık alemini bile bir ölçü ile yarattı.
Ölçü ilede devamiyetini sağlamaktadır.Bununla alakalı yüce kitabımızda ki Rahman suresi 7 ve 8. ayetlere bakabilirsiniz..
Her alanda biz kullarına bir örnekle öğretmeyi seven Rabbimizin yaratmadaki ölçüsü de bizlere örnek olmalı ve herşeyimizi ölçülü yapmaya sevk etmelidir.
Yapılan eylem herne olursa olsun haddi aşmadan dengeli olmalı ,ifrad ve tefride bulaşmadan yapılmalıdır.Aksi takdirde sahibini iki büyük hastalığa sevk edebilir.Bu hastalıklar cimrilik yada savurganlıktır yani müsrifliktir.
Nitekim biz cimrilik ve müsrifliğin sadece malda olduğunu zannediyoruz,malda bu hasletlerimiz olmayınca sanki bu iki hastalığa bulaşmadığımızı sanıyoruz.
Fakat şunu bilemiyoruzki insan , malda cimri ve müsrif olabildiği gibi , sevgide, nefrette,gülmede,ağlamada,sevinçte,üzüntüde,ibadette,isyanda yani kısaca akla gelebilecek hertürlü duygu , düşünce,tavır ve davranışta da müsrifliğe ya da cimriliğe bulaşabilir.
İşte itidal peygamberi Hz Muhammed (sav) bu temel ilkeyi koyuyor,ve sevgimizde de nefretimizde de dengeyi bizlere tavsiye ediyor.
Sevginin insan kalbine atılmış bir tohum olduğunu bilen Hz Peygamber (sav) eğer o tohum denge gübresi ile beslenmez ise sahibini sevgisine karşı kör ve sağır edeceğini bildiği için bize böyle bir tavsiyede bulunuyor..
Şu bir gerçekki sevgisini dengeden mahrum eden,sevdiğinin ne hatasını görecek ne de yanlışlarını işitecektir, dolayısıyla bu da, seveni belli bir müddet sonra adaletsizliğe, haksızlığa sevk edecektir.
Ve eğer sevginin ölçüsü ayarlanmazsa, o sevginin, sahibini felakete sürüklemesi ve belkide sevgi adına en büyük zulmü işletmesi kaçınılmaz olacaktır.
Muhatap kim olursa olsun arada sevgi bağı olan; ister eş, çocuk,ana, baba,kardeş, ister dost,arkadaş, öğretmen, öğrenci, isterse iş ortağı ,patron,işçi her kim olursa olsun herzaman sevgi itidal üzere kurulmalıdır.
Mesela dostumu kırmayayım diye onun yanlışlarına göz yuman , onu uyarmayan aslında ona en büyük kötülüğü yapıyordur.
Gerçekten seven , sevgisinde samimi olan , sevdiğinin ebedi kurtuluşuna çalışmalıdır.
Yine farklı bir boyutla misal verecek olursak, evladını seven bir müslüman anne-babanın , uykusu bölünmesin diye onu sabah namazına kaldırmaması sevgi değil ,hakikatte evladına yaptığı bir kötülüktür..
Mesela yine ,inançlı bir mü’min ,sevdiği bir din kardeşinin günah bataklığında cehenneme doğru koştuğunu görüp ona dur diyememesi, aslında onu gerçek anlamda sevmemesine delalet eder .
Şayet sevgisi doğru ve dengeli bir sevgi olsaydı kendini onun önüne siper edip onu engellerdi..
Sevgisini denge üzere bina edenler , sevdiğinin hatırını değil , sevgiyi var eden ve seveni sevene yar eden sevgililer sevgilisi Allah azze ve celle’nin hatrını gözetirler.
Çünkü bilirlerki denge Allahla olur,Allahsız denge adaletsizliktir ve denge de Allah olmayınca en büyük densizlik ve dengesizlik olur
Dengeyi Allah kurar yani Allah belirler ve nasıl ki yaratırken, yarattıkları üzerinde dengeyi sağlamışsa kullarından da, insani ilişkilerinde denge ister..
Sevgili dostlar
Sevgide itidal , insanın muhakeme yeteneğini köreltmez..aksine daha iyi açar , mesela ;bu benim eşim dostum ,annem ,babam onları çok seviyorum , ama onlarda hata edebilir,düşüncesini insana verir.
Ve insana “Ben seviyorsam hatasızdır” değil , “Seviyorum ama hakkaniyete de takdim ediyorum” dedirtir..
Hz Peygamber efendimiz kızı Fatıma’yı çok seviyordu hatta “Benden bir parçadır,kim onu severse beni sevmiş olur,kim onu üzerse beni üzmüş olur”deyip her seferinde onu bağrına basıyordu. Ama sevgisi şu hakikati haykırmasına engel olmuyordu;
“Vallahi hırsızlık yapan kızım Fatıma da olsa ona gereken cezayı vermekte bir an geri kalmazdım”
Yine Efendimiz (sav) sahabeden Osman bin Mazun’u kendisine kardeş edinmişti onu çok seviyordu,ölümünü haber alınca koşa koşa evine gitti, cenazesinin önünde saatlerce oturup gözyaşı döktü.Resulullah’ın bu denli üzülmesinden yola çıkarak hanımlarından biri Osman b.Mazunu kastederek dedi ki; “Kuş oldu cennete uçtu” , efendimiz (sav) sevgide dengenin nasıl olması gerektiğini gösterircesine mübarek kaşlarını çattı ve o hanımına dönerek dedi ki “Ben Allah’ın Resulüyken bile onun cennete gittiğini bilmiyorumda sen nasıl biliyorsun?”…
İşte kıymetli okurlar sevgide dengeli olmak bu kadar önemliyken bizler acaba buna ne kadar riayet edebiliyoruz?
Sevdiklerimizi, ölçüyü kaçırıp tehlike arz edecek çokfazla yükseklere mi çıkartıyoruz?
Ve daha sonra en ufak bişeyde hayal kırıklığına uğrayıp sevgilerimizin altında eziliyormuyuz?
Sevgilerimizde kontrolü nekadar sağlayabiliyoruz?
İrademizi dengesiz sevgilerimize satıp, bize iradeyi hayatın dengesini kurabilme adına bahş eden yaratıcımıza ihanetmi ediyoruz?
Sanırım bu gibi sorularla ,muhasebe ve muhakeme niyetiyle ,sırf dengeyi bulmak adına zihnimize ufak egzersizler yaptırabiliriz
Ve tabiki nefrette de dengeli olmak tavsiye ediliyor bize söz sultanı tarafından.. fakat ben burada satırlarıma virgül koymayı, ve haftaya bu yazının devamı olarak “nefrette denge” konusunda buluşmayı ümit ediyorum..
Sevgilerimizi muhasebe yapıp, itidal eleğinden geçirip, dengeyle kontrol etmeyi ve ölçülerimizi Allah’la belirleyip Allah’ın hatrını öne geçirmeyi niyaz ediyor,
Hepinize dengeli sevgiler diliyorum…
* Hayriye TUFANOĞLU